16 Ocak 2010 Cumartesi

Krizdeyim

Van Gölü canavarı, enflasyon canavarı ve trafik canavarından sonra şimdi de kriz canavarı var. Hülya Avşar krize karşı şimdiden "3" cipini sattı haberleri yankılanıyor. Bugün Hürriyet'te de sosyetenin krize karşı aldığı önlemler vardı. Moda ekonomisinin ayakta kalmasını sağlayan tanıdığınız alışveriş canavarları şu tip önemler almış:
- Mağazaya gidildiğinde 2 yerine 1 adet alınacakmış.
- İhtiyaçların dışına çıkılmayacakmış.
- Lüks seyahatler ertelenmiş.
- Alışveriş yerine ortamdan faydalanıp emlak satın alınacakmış.

Sosyetenin bu faydalı önlemlerinden yararlanmak ya da "vur patlasın çal oynasın" yapmak elinizde. Ölümlü dünya. Bir kere geliyoruz değil mi? Öyleyse nasıl dibine vurup, patlatıp çalıp oynarız?
- Özellikle dolar ve euro kuruyla bir daire kiralanır. İçine de bolca masraf yapılır.
- Euro bu kadar artmışken milli para birimi Euro olan Türkiye'den yabancı otomobil alınır. Petrolün yüksekliği ile artık saat ve gün mefhumunu yitirmiş şizofren trafiğe her gün iş olmasa bile çıkılır. En azından arabayla dolaşılır.
- Fiyat politikasının yurtdışından belirlendiği yabancı menşeili ürünler özellikle Harvey Nichols ve Beymen'den alınır. Ancak Harvey'de fiyatlar pound üzerinden olacağından, pound bu krizde meşhur olmadığı için, şan şöhret adına Avrupa fiyatlı Beymen'den almak daha akıllıca olur.
- Dolar kuru üzerinden belirlenen spor salonlarına yıllık abone olunur ve hiç gidilmez. Önemli olan spor salonuna karşı aylık taksitler halinde dini vecibeyi yerine getirmektir.
- Fersah fersah çıkan doların hızından faydalanmak için özellikle ABD'ye gidilip alışveriş yapılır. "Bugün 1.47'den almıştım, yarın allahkerim" diyerek, olay bir oyuna dönüştürülür.
- Özellikle tekstil ticaretine atılınır. ABD'den ithalat yapılır. Çok mu uzak? E Avrupa'dan yapılır.
- Yine milli para birimimiz "Avro" üzerinden fiyatlandırılmış mobilya alınır. Her geçen gün bir öncekini aratacağından adrenalin bağımlısı olunur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder