19 Ocak 2010 Salı

MSN tayfası yeni hedefiniz facebook

Bugünlerde medyada bol bol facebook haberleri dolanmaya başladı. Yok efendim google ile microsoft bu sitenin peşindeymiş, yok yüzde bilmemkaç hissesi bilmem kaç milyon dolarmış derken bizim cabbar MSN gençliği sonunda facebook’u keşfetti. Site aslında yıllardır var. İnternette çok ilgi çeken sosyal network kavramının ilk örneklerinden biri. Hatta yıllar önce yahoo’nun bu siteyi almak istemesi ama alamaması ile haber olmuştu ama o zamanlar Türk gençliği sitenin potansiyelini fark edememişti.

Son 2 haftadır ben de dahil olmak üzere çevremdeki bir çok kişi facebook’a üye oldu ve bu çılgınlık her gün artarak devam ediyor. İyi midir kötü müdür bilmem sitenin tamamen ingilizce olmasında dolayı MSN’den çok ekmek yemiş kor MSN tayfası henüz facebook’a geçemedi ama MSN’deki ekmek kapıları azalmaya başlayınca hiç zaman kaybetmeyeceklerine eminim.

Türkleri kötüleme faslından sonra elin gavurlarını övme vakti geldi. Bu site nedir ne değildir biraz bahsetmek istiyorum. Zira uyanık bir Türk genci olarak trend olan konularda yazı yazarak ziyaretçi kazanma hevesi içindeyim. Çok ziyaretçi ne işe yarar tam emin değilim ama ne kadar çoksa o kadar iyidir herhalde. En azından kişisel tatmin konusunda iyi oluyor. “aboo 7000 kişi girmiş olm” diyorum Çok matahmışım gibi Düşünün hele bir de matah bişey olsam o zaman server çökecek demek ki

Şimdi efendim bu facebook nedir? Kor MSN tayfası iyi oku bu kısımları Facebook bir sosyal networktür. Aslında başlangıçta sanal ortamdaki kişilerin gerçekten söyledikleri kişi olup olmadıklarını kanıtlamalarını sağlayan bir siteymiş. Yani ben bilmemne üniversitesini bitirdim diyorsanız gerçekten diplomanızı siteye onaylatmanız gerekiyormuş. (kulaktan duyma bilgiler bunlar, araştırmadan sallıyorum) Ama şimdi misyonunu değiştirmiş ve “benim üyelerim ne diyorsa doğrudur” diye tüm dünyaya karşı güven duygusu besleyen bir site haline gelmiş. Bilin bakalım neden? çünkü ne kadar üye o kadar köfte demek yani bir nevi “yemişim dürüstlüğü” modu.

Siteye 2-3 tane bilgi vererek üye olabiliyorsunuz. Genel mantık bilgilerinizi yani en azından isminiz doğru vermeniz yönünde. Çünkü arkadaşlarınız sizi isminize göre aratacaklar. MSN’deki o gizlilik ortamı burada çok fazla yok. Hoş amacınız yeni arkadaşlar bulmaksa bilemem. Üye olup e-mail adresinize gelen linki tıkladıktan sonra sistemi kullanmaya başlıyorsunuz. Temel işiniz arkadaşlarınız bulup onları arkadaş listenize eklemek. Sonra kendinize uygun gruplar varsa onlara da üye olabilirsiniz. Gruplar toplu tartışma yerlerinden çok bir özellik olarak kullanılıyor mesela şöyle gruplar var “cep telefonsuz yapamam”, “80 sonu 90 başı çocuktum” gibi. Bunlara üye olarak diğer arkadaşlarınıza kendiniz hakkında bilgi verebiliyorsunuz. Tabi okulunuzun veya tuttuğunuz takımın da grupları olabilir. Onlara da girerek toplu işler yapabilirsiniz. Ayrıca sitede event yani organizasyon işleri de oldukça gelişmiş. Bir organizasyon yaratıp insanları davet edebilir, davet edildiğiniz bir organizasyona katılıp katılamayacağınızı söyleyebilir, organizasyon hakkında tartışabilir resimler paylaşabilirsiniz.

Yine sitenin standart işlevlerinden bir tanesi de fotograf albumleri. Sitede kendinize albumler yaratarak bu albumlere resimlerinizi kolayca ekleyebiliyorsunuz. Ayrıca resimlerdeki kişileri de kolayca belirtip bu ahmet, bu mehmet diye isimler verebiliyorsunuz. Sistem akıllı davranarak siz facebook üyesi olan bir kişinin resmini kendi albumunuze koyup bu ahmet diye işaretlerseniz ahmetin sayfasındaki resimler için sizin koyduğunuz resim de çıkıyor. Veya siz resimler içinden ahmetle benim ortak resimlerimiz dediğinizde tüm arkadaşlarınızın resimleri içinden ahmet ve sizin belirtildiğiniz tüm resimler gösteriliyor.

Buraya kadarki kısmı sistemin standart işlevleri. Bunun dışında sistemde çok kuvvetli bir uygulama yönü bulunuyor. Uygulamalar internetteki başka firmaların reklam kaygıları içinde geliştikleri web uygulamaları aslında. Ama mantık o kadar güzel ki, uygulamalar içinde kaybolup gidiyorsunuz. Nasıl uygulamalar var önce ondan bahsedeyim. Mesela arkadaşlarınızın kafalarına doğru yastık atabiliyorsunuz veya profilinize bir hayvan koyup arkadaşlarınızın gelip onu beslemesini sağlayabilirsiniz. Veya vampir olup arkadaşlarınızı ısırıp onları da vampir yapabilirsiniz. Daha sonra kendi vampir ordunuzla başka vampirlere saldırabilirsiniz. Aynı şeyler zombiler ve kurt adamlar için de geçerli.

Beğendiğiniz uygulamaları arkadaşlarınıza da önererek ortak oyunlar oynuyabiliyorsunuz. Bu uygulamalar olmasa sitenin tutmayacağı aşikar. Çünkü yıllardır görüşmediğiniz bir arkadaşınızla karşılaşıyorsunuz. Yapacağınız muhabbet en fazla yarım saat sürsün. Sonra muhabbet kesilir, bir süre sonra da çaktırmadan MSN’de bloklar konulur ve 3-4 sene bir daha konuşulmaz. Facebook bu derdi bildiği için konuşmayı aza indirecek ama daha eğlenceli şeyler yaparak sürekli bağlantı halinde kalmanızı sağlayacak uygulamalara yer veriyor. Mesela top friends diye bir uygulama var. Top kelimesi ingilizce tabiki siz arkadaşlarınızı en iyi arkadaşlarınız olarak sıralıyorsunuz. Ve bir kişi birden fazla kişinin top friendi olarak işaretlenmişse o kişinin populeritesi artıyor mesela. Ayrıca bir yandan da top friend olarak işaretlediğiniz kişilere “Hüseyin sizi en iyi arkadaşı olarak seçti” gibi bir cümle gidiyor.(tabiki ingilizce) Normal hayatta “sen benim en iyi arkadaşımsın” gibi bir cümleyi en fazla 1 kişiye söyleyebiliriz ama facebook’da 50 kişiye sen benim en iyi arkadaşımsın diyebilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder