27 Ocak 2010 Çarşamba

ÇOCUK VE MİSAFİR

Dar geçitli sokağın, izbe bir köşesiydi.

Bir dişi kırık topaç çocuğun neşesiydi.
Çocuk mahzun ve ürkek, çocuk on yaşındaydı,

Bakışı otuz gibi, boyu yedi yaş kadar,
Yoldan geçen herkese bakıyordu manidar.

Çocuk doğuştan garip, ve daha çok küçüktü,
Elinde ki elmanın bir yarısı çürüktü.

Anasının yüzünde iz yapmıştı her çile,
Ah o nasırlı eller bir gelseydi de dile,

Anlatsaydı hayatı nasıl yoğurduğunu,
Şu sığıntı yılları nasıl savurduğunu.

Evleri bir odaydı bir penceresi vardı.
Camları kırık kırık, üzerleri bantlıydı.

Çocuk her bir zorluğa alışmıştı da artık,
Tak etmişti canına ,yıllar süren yalnızlık.

Bir tek şey istiyordu,çok sevdiği Rabbinden,
Bir misafir çalsaydı kapısını aniden;

Ne çok sevinecekti bir misafir gelseydi,
Yargılamadan bakıp ona gülümseseydi

Yan komşunun verdiği ,üç beş tane şekeri,
Sunacaktı eliyle gelince misafiri.

Bir bayram günü idi, çocuk umuda gebe,
Annesi acıyarak bakıyordu garibe.

İçin için yanarken kadının bir yarısı,
Tak tak diye vuruldu,evin ahşap kapısı.

-İşte sonunda dedi,birisi geldi anne,
Kapıya koştu hemen göğsünü gere gere.

Kapıda ki kişiler şık bir aile idi.
-Ne olur durmayın öyle,içeri buyrun dedi.

Adam çocuğa baktı ve döndü karısına;
-Burası bir dilenci evi imiş baksana.

Ve oğluna dedi ki;dikkat et arabana,
-Haydi çabuk gidelim ,güven olmaz bunlara.

Adam dönüp giderken ,bakmadı arkasına.
Gururluydu binerken ,lüküs arabasına.

Yaşlandı sanki çocuk, sanki beli büküldü,
Ne bir selam verildi, ne yanağı öpüldü,

Kapıyı kapattı ve attı kendini yere,
Ağlamak istiyordu, hem tepine tepine.

Çocuk yorgun ve hazin , çocuk on yaşındaydı,
Bakışı elli gibi, boyu yedi kadardı.
CAHİDE SULTAN / 2005

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder