26 Ocak 2010 Salı

HPV ASILARI

Modern tıpta pek çok hastalığın tedavisi hastalığı oluşturan etkenlerin ve mekanizmalarının ortaya çıkarılması ile gerçekleşebilmiştir. Nihayet HPV’nin serviks kanseri ile ilişkisinin ortaya çıkarılmasını takiben bu virüs üzerindeki geniş araştırmalar sonuç vermeye başlamış ve HPV aşıları üretim aşamasına gelinmiştir.

Bu şekilde serviks pre-kanser (kanser öncesi durumlar) ve kanserlerinin büyük bir kısmını engellemek ve hatta genital siğillerden kurtulmak artık bir hayal değildir.

Yıllar içinde dünyada çiçek hastalığı ve çocuk felci virüslerini bitiren tıp ilmi HPV ile savaşında da zafere çok yakındır.

Ancak şunu belirtmekte fayda var ki, HPV aşısı ile ilgili şu anda alacağımız koruyucu önlemlerin bize başarı olarak yansımaları (yani serviks kanseri görülme sıklığının azalması) 15-20 yılı bulacaktır. Çünkü daha önce belirtildiği gibi bir kişinin riskli tipteki bir HPV’yi kapması ile serviks kanseri olması arasındaki süre 15-20 yılı bulmaktadır.

HPV aşıları iki grupta çalışılmaktadır. Birinci grup "proflaktik (koruyucu, önleyici) aşıları" içerir ve HPV kapılmadan veya kapıldıktan hemen sora kişilerin immün sistemlerinin harekete geçirilerek kanser oluşturmasını önlemeyi hedefleyen aşılardır.

İkinci grup ise kanser veya kansere meyilli bir durum ortaya çıktığında kişiyi tedavi etmek için verilen "teropotik (tedavi edici) aşılar"dır.

Proflaktik aşılardaki ilerlemeler teropotik aşılara göre kıyaslanamayacak ölçüde ileridedir. Bu yüzden bu yazıda da HPV aşıları denilirken daha çok proflaktik aşılar kastedilmektedir.

HPV aşıları virüs benzeri partiküller içeren ancak virüsün yaptığı etkiyi oluşturmaksızın yalnızca vucudun immun sistemin harekete geçirerek, kişinin uzun süreli HPV’ye dirençli hale gelmesini sağlayan aşılardır.

Aşı Türleri
Merck firması tarafından geliştirilen monovalan (Tip 16 benzeri) ve quadritravalan (Tip 16,18,6,11 benzeri) aşılar yanında, GlaxoSmithKline (GSK) firması tarafından geliştirilen bivalan (Tip 16,18) aşıların çalışmaları tamamlanmıştır.

Bu üç aşı ile ilgili çalışmalardaki ortak sonuçları; HPV aşılarının kişiler tarafından kolay tolere edilebildiği, yüksek oranda bağışıklanmanın sağlanabildiği, dirençli HPV enfeksiyonu ve HPV enfeksiyonları ile ilişkili klinik hastalığın azaltılmasında etkili oldukları ve bivalan aşı ile oluşan antikor titresinin daha uzun süreli olduğudur.

I. Gardasil
Merck firması (MSD) tarafından geliştirilen "Gardasil" quadrivalan bir aşı olup HPV tip 16,18,6,11’e benzer partikülleri içerir ve serviks kanserleri ile prekanseröz lezyonları haricinde dış genital bölgede bulunan siğilleri (condyloma accumulata) de önleyicidir.

Aşının uzun süre kalıcı olabilmesi için bir kez yapıldıktan 2 ve 6 ay sonra tekrarlanması gereklidir.

FDA (Amerikan Gıda ve İlaç Teşkilatı), 2006 haziran ayında Gardasil’in adölesan dönemden itibaren kullanılmasına onay vermiştir.

Gardasil 2007 yılı nisan ayı itibari ile ruhsat aşamasını tamamlayarak Türkiye ilaç marketlerinde bulunmaktadır.

II. Cervarix
GlaxoSmithKline firması tarafından üretilen "Cervarix" ise bivalan bir aşıdır ve HPV tip 16 ile 18’e benzer partikülleri içerir. Özellikle servikal kanser ve prekanserleri önlemeye yöneliktir. Oluşan antikor tiresi uzun süre yüksek seviyelerde kalıcıdır.

Aşının uzun süre kalıcı olabilmesi için bir kez yapıldıktan 1 ve 6 ay sonra tekrarlanması gereklidir. Bivalan aşılar ile serviks kanserlerinin %70 ile %100 ‘ünün eradike edilebileceği düşünülmektedir. Bu şekilde bu hastalığa bağlı ölümlerin %95 oranında azalacağı düşünülmektedir.

Gardasil ve Cervarix ile ilgili diğer ortak bilgiler
3 doz uygulama sonrasında etkilidirler.4-5 yıl sonra aşının yenilenmesinin gerekli olup olmadığı konusunda yeterli bilgi yoktur.
Anormal Pap smear testi sonuçlarında, HPV enfeksiyonu veya genital lezyon varlığında da yapılabilirler, ancak bu durumda etkileri çok net bilinmemektedir.
Gebelikte uygulanmaları önerilmez. Burada şunu belirtmekte fayda vardır ki; bir kişide HPV enfeksiyonu varsa bu gebeliğinde aktive olup bazı siğillerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu durum tamamı ile gebelik dönemindeki vucut direncindeki düşmeye bağlı olarak gelişmektedir. Gebelikten sonra oluşan bu siğillerin tamamı kendiliğinden geçebilir.
Emziren kişilerde aşı yapılabilir.
HIV taşıyıcıları, immünsupressif tedavi alanlar, kortizon kullananlar veya HPV açısından riskli gruptakiler (çok partnerliler vs) belki de öncelikle aşılanmalıdırlar.
HPV enfeksiyonunu taşıyanları aşılamanın yararlı etkilerinin olup olmadığı henüz kesin olarak bilinmemektedir. Aşılanmada aşırı arzulu bu grubu reddetmek belki de olanak dışı olacaktır.
Aşı sonrası vücudun alerjik reaksiyon vermesi önemsiz ve tek yan etkileridir.
Aşının yapılmasındaki en uygun dönen 9 ile 12 yaşlarında arasıdır. Ancak 26 yaşına kadar da yapılabilir. Ancak en ideali 20 yaşından önce yapılmasıdır. Çünkü HPV’nın yerleşmesi en çok adolesan dönemde olmaktadır. Yaşla birlikte bu görülme sıklığında azalmalar görülmektedir.
Aşılama sonrasında serviks kanseri riski tamamen bitmez, bu nedenle serviksin taranmasına devam edilmelidir. Bunun için aşılanan bireyler 30 yaşından itibaren 5 yıllık aralarla 3 kez smear testi ile taranmalıdırlar.
Yalnızca kızların mı yoksa her iki cinsin birden mi aşılanması gerekliliği henüz netlik kazanmamıştır. Temel olarak yalnızca kızların aşılanması yeterli olabilir. Bu konuda maliyet hesaplarının yapılması gereklidir.
Şu an için Türkiye marketine yalnızca Gardasil girmiş bulunmaktadır. (3 doz halinde yapılan Gardasil'in tek dozu 254 YTL olup, üç dozunun toplam maliyeti 762 YTL dir. )

Özet olarak; HPV aşıları ile ilgili çalışmalar tüm dünyada serviks kanserinin tümden eradikasyonu (silinmesi) yolunda umut vericidir. Yeni çıkan aşılar ve üzerinde yoğunlaşılan bilimsel araştırmalar rahim ağzı (serviks) kanserini önleyebilme yolunda önemli kilometre taşlarıdır.




EĞER İMKANINIZ VARSA MUHAKKAK AŞILANIN



kaynak: www.jinokolognet.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder